Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu`nun `İşte ‘Ak’lar, İşte ‘Kara’lar!` başlıklı açıklama metnidir.
`İşte ‘Ak’lar, İşte ‘Kara’lar!`
Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu`nun `İşte ‘Ak’lar, İşte ‘Kara’lar!` başlıklı açıklama metnidir.
Bilindiği üzere, Milli Eğitim Bakanlığı, Gezi Parkı olaylarına destek veren öğrenci ve öğretmenlere ulaşabilmek için üzerinde ‘hafiyelikle` çalıştığı, öğrencilerin ve öğretmenlerin Twitter ve Facebook hesaplarını incelediği, Emniyet`ten alınan dosya ve görüntülere başvurduğu, öğrencileri ‘ispiyonculuğa zorladığı` Gezi soruşturmasında suçluyu buldu!
Sendikamızın Gezi protestolarına destek çağrısıyla düzenlediği 4-5 Haziran ve 17 Haziran grevlerini örgütleyen ve katılımcısı olan Eskişehir Şube Başkanımız Ali Paşa Şanlı, bu grevlere katılımı da gerekçe gösterilerek açığa alındı.
Öncelikle, Milli Eğitim Bakanlığı`nın sokağa çıkan öğrenci ve öğretmenleri ‘soruşturmak` üzere başlattığı inceleme sonucunda ‘suçlu` olarak gösterilen Şube Başkanımızın katılım göstermiş olduğu eylemlerin, meşruluğunu, AKP zulmüne karşı sokağa çıkan halkın bütünlüğünden aldığını hatırlatmak isteriz. Memleketin tüm sokaklarının direnişin mekânına dönüştüğü bir dönemde Konfederasyonumuz KESK ve Sendikamız Eğitim Sen`in almış olduğu kararlar sonucunda yaptığımız grevler ise hem bu direnişin hem de bir ülkede ‘sendika`nın ne anlam ifade ettiğiyle doğrudan ilgilidir.
MEB tarafından ‘titizlikle` yürütülen soruşturmanın dörtte biri çabanın, eylemler sırasında öldürülmüş olan Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert ve Eskişehir`de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz`ın faillerinin yakalanması için gösterilmemiş olması ise AKP`nin adalet anlayışını bir kez daha tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir.
En demokratik haklarını kullanarak eylemlere katılanları hiçbir gerekçe göstermeden gözaltına alan, tutuklayan, açığa alan adaletin, Ali İsmail Korkmaz`ın görüntülerini ‘bulamadığı`, gerçeğin peşinden giden gazetecilerin çabasıyla faillerin ortaya çıkarıldığı bir dönem yaşıyoruz. Öyle ki, Şube Başkanımız Ali Paşa Şanlı`nın açığa alınma kararını onaylayanın öldürülen Ali İsmail Korkmaz`ın ölümüne ilişkin önce, "Kendi arkadaşları dövdü, polis yaptı süsü veriyorlar"; Korkmaz`ı dövenlerin polis olduğu ortaya çıkınca, "Ben Eskişehir`i değil, İstanbul`u kasdettim" dediği; bir polis tutuklanınca ise "Ağırlıklı olarak sivillerin işi" ve en sonunda ise silinen görüntülere ilişkin olarak "Görüntüleri polis silmedi" ifadeleriyle polisi ‘ak`lamaya çalışan bir vali olan Eskişehir Valisi Göngör Azim Tuna olması, hukukun, adaletin, ‘ak`ın ve ‘kara`nın bu memlekette neye tekabül ettiğini göstermeye yetecektir.
İşte AKP demokrasisinin ve adaletinin karşısında durmamızın nedeni de budur! Bilinmelidir ki, her bir Eğitim Sen üyesi, Şube Başkanımızın işlediği ‘suç`u işlemiş; eşit ve özgür bir dünya için sokağa çıkmış, zalimin zülmune karşı kardeş kalplerle omuz omuza direnmiştir.
Bu direnişin, dayanışmanın, birlikteliğin güzelliğine göz dikenlere karşı, gece gündüz fark etmeden sokakların diline dönüşen sözümüzle yanıtımızı verdiğimizi bir kez daha hatırlatmaktan onur duyarız: Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!